aldığım kıyafet ve çantaları geçersem - ki bunlar klişeleşmeye başladı artık- diğer günlerden bayağı farklıydı bugün sevgili bit pazarı. bana mimar olmamamı, -4. sınıfta olduğumu söylememe rağmen- okulu bırakıp tıp okumamı veya işletme okumamı söyleyen çingene teyzeler ordaydı. gülüyor, eğleniyorduk, bayağı da ortam yaptık, yeminle bi sıcak çay olsa daha muhabbete oturudum. fakat gözüme o an çarpan çantayı hesaba katmamıştım. koşar adımlarla çantaya gittim... çantayı kapmamla, benim yerime o çanta üzerine teyzelerle bir anda pazarlık yapmaya başlayan bir ses duymam bir oldu. sevimli bir çocuk bana göz kırpıyor, bir taraftan da ciddi ciddi pazarlık yapıyordu. o tatlı muhabbetlerinin üzerine teyzelerden kazık yemeye karar verdim ve sevimli çocuğa kendisini yormamasını söyledim. böylece birbirimize eşyalar beğenerek bit pazarını turlamaya başladık. muhabbet ede ede geziyorduk ki, kendisi yere eğilip büyük boyutlarda siyah bir 8 numaralı bilardo topunu eline alıp vay güzelmiş diyip yere bıraktı. ''ne o? aksesuvar mı?'' dedim yürürken. ''bilmem... sanırım...'' dedi. tam 1-2 adım ilerlemişken o an kafamda çakan şimşeklerle ani bir şekilde topa atıldım, umutla sallayıp ters çevirdim. işte o'ydu tam elimin içindeydi artık kafamdaki tüm soruların cevabı =) asla üretildiğine inanmadığım bir 'magic 8 ball' u elimde tutuyordum. çığlıklar atmaya başladım, yeni tanıştığım sevimli çocuk korktu sanıyorum biraz. sakinleşmeye karar verdim çünkü bu surat ifademi gören çingene amca bana 250 milyon fiyat çekebilirdi. yeni arkadaşıma dedim ki ''sakın çaktırma, birazdan sana bunun ne olduğunu anlatacağım, ama önce çok sikik bir şeyi soruyor muşuz ifadesiyle bakmalıyız satıcıya!'' dedim. gülerek ''tamam'' dedi. fiyatını sorunca amca bize ''1 milyon verseniz yeter.'' dedi. yanağım seyiriyordu sırıtmamı tutmak için =) benim için bir magic-8-ball, keanu reeves'i salı pazarından 5 milyona almak gibiydi. saçma bir benzetme oldu ama böyle bir şeyi görebileceğime bile inanmıyordum, fantastik olduğunu düşünüyordum hep. ne bileyim belki haftaya marty mcfly'ın dijital nike'larından da bulurum bit pazarında =)
işin bir ikircikli yanı; magic-8-ball'u anlayamıyorum. o türkçe biliyor belli ama ben malesef yunanca bilmiyorum =) olsun.
hem arkadaşım oldu hem magic-8-ball'um...çanta manta onları geç.