geçen sene okulun son haftası götümü yataktan kaldıramadığım için bu yıl bir kez daha ergin hocanın poz numaralarını bıkmadan usanmadan tekrar tekrar sayışına şahit oluyorum. ergin hocayı seviyorum ama derslerini hiç sevmiyorum, hatta 'ay o neydi öyle'...
geçen sene 85 aldığım vizem yandı. bakalım bu yıl kendi rekorumu kırabilecek miyim? okulun bokunu çıkarttım gibi bir his var bende... can sıkıntısı.
*yıldız küpelerim kulaklarımı acıtmasına rağmen yine de takıyorum. sanırım bu küpelere aşığım.
*1 saatlik dersinden feragat ettiğini sanıp benden 3 günlük ödevi 1 saatte yapmamı bekleyen insana burdan saygılarımı iletiyorum. saçların pek fena olmuş diye eklemeden geçemiyorum.
*bitirme jürilerini hiç izlemeye gidemiyorum hep bir işim çıkıyor. hayır, kendi bitirme jürime de gidemicem yine bi işim çıkacak diye korkuyorum.
*hasta olmak üzereyim. heryerim çürümüş gibi.
*mavi çantamı kaybetmiştim buldum. taa nerelerden çıktı offf. gece gece bulana kadar uyuyamadım. sanırım bendeki bu kıyafet takıntısı hastalık halini almaya başladı. bu raddeye geldiğimi hiç farketmemiştim.
havalar bokum gibi, götüm karpuz gibi temalı fotoğraf çalışmamı koyayım o zaman buraya.
napayım, güneş ışığı olmayınca adam gibi çıkmıyor fotoğraflar ben de ayçiçeği gibi güneşe yöneliyorum. gerçi buna da iyi fotoğraf demek için zilyon kişiye imza toplatmak lazım. gerçi zilyona gerek yok her 3 kişiden 2'si 'bu ne lan' diyecektir. neyse... başkasının eline versem makineyi 'beni çek' desem, benden başka heryeri çekiyor ayırıca gollum gibi çıkmamdan hiç bahsetmiyorum. o da bir yetenek. çünkü ben golluma benzemiyorum. gerçekten benzemiyorum. adam gibi fotoğraf çeken biri bulana kadar böyle arkadaş.
şu üniversite hayatımı çocuklarıma fotoğraflarla anlatayım desem, sürekli beni murat'la beraber yaşadık sanıcaklar. çünkü tüm fotoğraflarda murat var. ben zaten yokum, öyke bir hayat benimkisi. ben yokum, murat var. sanırsın muratın hayatı. sanırsın dönmüşüm ben yolun yarısında. yani sanırlar. sanrılar...
Sıfır enerji ve sonsuz yapacak iş...
Post a Comment